Kalın Bağırsak Tümörü İstanbul
Kalın bağırsak tümörü, günümüzde sık görülen tümör çeşitlerinden biri olmakla birlikte Dünya’da da yaygın olarak karşılaşılan tümör çeşitleriden birisidir. Kalın bağırsağın herhangi bir yerinde meydana gelen kalın bağırsak tümörü; kitle oluşumuyla kendini göstermekte ve çeşitli belirtiler verebilmektedir. Her yıl yüzbinlerce kişinin kalın bağrısak tümörü ile karşılaştığı gerçeğiyle yüzleşmeli ve dışkılama değişiklikleri başta olmak üzere çeşitli bulgular mevcut ise mutlaka doktor muayenesine gitmeliyiz. İstanbul kalın bağırsak tümörü alanında uzmanlaşmış Prof. Dr. Samet Yardımcı; aynı zamanda gastroentereroloji cerrahisi ve genel cerrahi uzmanı olarak da kalın bağırsak tümörü ameliyatlarını gerçekleştirebilmektedir. Kalın bağırsak tümörü nedir, nasıl belirti verir, tedavisi nasıl yapılır, ameliyattan sonraki süreç nasıl ilerler gibi birçok sorunun yanıtını alabileceğiniz “Kalın bağırsak tümörü” başlıklı bu yazımızda kalın bağırsak tümörünü ortaya çıkaran risk faktörleri de yer almaktadır.
Kalın Bağırsak Tümörü Nedir?
Kalın bağırsağın “herhangi bir bölümünde” meydana gelebilen kalın bağırsak tümörü; 3 çeşide ayrılabilmektedir. Polipler, lipomlar, mezenkimal tümörler gibi iyi huylular, stromal ve nöroendokrin tümörler gibi düşük derecedeki kötü huylu tümörler, diğer kısmı ise kötü huylu yani kolon kanseri kitleleridir.
Kalın Bağırsak Tümörünün Belirtileri Nelerdir?
Sinsi hastalıklardan birisi olan kalın bağırsak tümörü, belirti vermeyen hastalıklar arasında da değerlendirilebilir. Hiçbir belirti yokken dahi tespit edilebilen kalın bağırsak tümörleri vardır. Ancak, genel olarak kalın bağırsak tümörlerinin belirtileri aşağıdaki gibidir:
-
Dışkılama Değişiklikleri
Her bireyin kendine ait dışkılama davranışı vardır ki bunun dışındaki durumlarda “sebep” daima merak edilir. Örneğin; biranda ishal olunması söz konusu olduğunda midem bozuldu yada üşüttüm diye düşünülebilmektedir. Bu nedenle; dışkılama değişiklikleri hastalıkların tanısında önemli bir ölçüttür. Kabızlık yada ishal ataklarının olması, kalın bağırsak tümörlerinin en yaygın belirtileridir.
-
Kansızlık
Aşırı üşüme, halsizlik, çarpıntı gibi durumlara yol açan kansızlık, kalın bağırsak tümöründe sıklıkla görülür. Tümörün ufak ufak kanaması sonucu hasta, kan kaybı sebebiyle kansızlıkla karşılaşabilir. Sinsi bir şekilde ilerleyen kalın bağırsak tümörü, “gözle görülür renkte yada miktarda” kanamaya yol açmayabilir. Demir eksikliği anemisi olgusu ise ilerleyen tablolarda görülebilir.
-
Makattan Kan Gelmesi
Anüs denilen büyük abdestin çıkış noktası civarındaki kalın bağırska tümörleri, açık kırmızı renkli bir kanamaya sebep olurlar. Basur yada çatlaktan kaynaklandığı düşünülen bu kanamalar, doktorları dahi yanıltabilmektedir.
-
Karın Ağrıları Ve Krampların Varlığı
Kalın bağırsakta bulunan kitlenin bağırsağı tıkamaya başladığı aşamalarda karın ağrıları ve krampları görülebilmektedir. İshal ataklarının varlığı da yine kalın bağırsak tümörü şüphesi doğuracaktır.
-
Kilo Kaybı
İstemsiz bir şekilde verilen kilolar, kalın bağırsak kanseri başta olmak üzere tüm kanser tiplerinde görülebilir. Egzersiz yada diyet yapılmaksızın kilo kaybı varsa ve yukarıda bahsedilen durumlar da söz konusu ise yine kalın bağırsak tümöründen şüphelenilecektir.
Kalın Bağırsak Tümörü Sıklıkla Kimlerde Görülür?
- Ülseratif kolit yada Crohn hastalarında
- Liften fakir bir beslenme düzenine sahip kişilerde
- Kolonda polipleri olan kişilerde
- Ailesinde kalın bağırsak kanseri öyküsü olan kişilerde
- 50 yaş üstündeki kişilerde
- Rahim yada yumurtalık kanseri geçirmiş yada mevcut olarak kanser olan kişilerde
- Obezite hastalarında
- Hayvansal yağ ve kırmızı eti sık sık tüketen kişilerde, kalın bağırsak tümörü ( kolon tümörü) daha sık görülebilmektedir.
Not: Kalın bağırsak kanserini erken evrede yakalamak için her yıl gizli kan tetkiki yaptırılmalı ve her 10 yılda 1 rektal muayene, tam kolonoskopi ve tarama testleri yaptırılmalıdır.
Kalın Bağırsak Tümörü Nasıl Tedavi Edilir?
Kalın bağırsak tümörü yani kolon tümörünün tedavisi; hastalığın derecesiyle ilintidir. Kolonoskopi esnasında görülen küçük kitleler “lokal müdahale” ile çıkarılabilmektedir. Ancak; daha büyük kitleler söz konusu ise laparoskopik yöntemle “kitlelerin çıkarılması” sağlanmalıdır. Çok sayıda ve daha büyük kitlelere ek olarak diğer organlara yayılım gösteren kitleler ise “açık ameliyat” tekniği ile alınabilmektedir. Bazı istisna durumlar vardır ki ameliyat öncesinde yada sonrasında “ışın ve ilaç tedavileri” alınmasını gerektirebilir.
Rektum kısmında yer alan tümörler, radyoterapi ile çözüme kavuşturulabilmektedir. Ameliyatsız yöntemlerle yok olan tümörler, “nüks” ihtimaline karşın “sürekli takip” edilmelidir.
Kalın bağırsak tümörü ameliyatı esnasında karına torba açılması ( kolostomi yada ileostomi) gerekli olup olmadığı da belirlenebilir. Eğer ki tümör, büyük abdesti tutmayı sağlayan kasları da tutmuş ise karna torba açılması gerekebilir ki bu torba kalıcı yada geçici olarak planlanabilir.
Rektum yani anüse yakın noktada bulunan tümörlerin ameliyatla alınması yada diğer yöntemlerin uygulanması ancak kalın bağırsak tümörü alanında uzmanlaşmış cerrahlar tarafından mümkündür. Prof. Dr. Samet Yardımcı, MD Anderson Kanser merkezinde çalıştığı esnada ve gastroenteroloji cerrahisi yan dal eğitimi esnada aldığı eğitimler ile bu alanda uzmanlığını ortaya koymuştur. Hem açık hem de laparoskopik ameliyatlar içinde özel eğitim alan Prof. Dr. Samet Yardımcı, Marmara Üniversitesi’nde bu alanda hem çalışarak hem de genç meslektaşlarına eğitim vererek “kalın bağırsak tümörü” alanında adını tanıtma şansı yakalamıştır.
Kalın Bağırsak Tümörü Ameliyatı Sonrası Süreç Nasıl İlerler?
Kolon ve rektum ameliyatı esnasında alınan tüm parçalar, patolojyie gönderilir ve tümörün çeşidi belirlenir. Eğer ki parçaların kötü huylu bir tümör olduğu saptanır ise evresi tespit edilir. Kolon kanseri yada diğer adıyla kalın bağırsak kanseri dahi tespit edilse elbette tedavisi var. Hastanın gerekli gayreti ve sabrı sonrasında tedaviden olumlu sonuçlar alınabilmekte ve uzun süreli kaliteli yaşam elde edilebilmektedir.
Kalın bağırsak tümörünün yeniden nüks etmesi durumunda ise “kontrollerin” önemini daha net vurgulayabiliriz. Zira; çok küçükken kontrollerde saptanan tümörlerin çıkarılması “olası riskleri” minimuma indirecek ve hastanın yaşantısına devam etmesini sağlayacaktır. Genel olarak 3 ila 6 aylık kan testleri tümör belirleyicileri ( CEA, US, Tomografi,Akciğer grafisi, kolonoskopi) gibi testler tekrarlanır ve sonuçlara göre hasta tekrar değerlendirmeye alınır.